top of page

İnşaat Hukuku / Gayrİmenkul Hukuku

Yapma işi, yapım olarak tanımlanan inşaat, insanoğlunun yerleşik hayata geçmesi ile birlikte ortaya çıkan konut, enerji, lojistik, su gibi ihtiyaçlarını giderebilmek için gerçekleştirdiği faaliyetlerdir. İnsanlık tarihi boyunca her dönemde çok çeşitli ve büyük çapta inşaat işleri gerçekleşmiş, tarihin her döneminde insanlığın bu ihtiyaçları süreklilik göstermiştir. Bu gelişmelere paralel olarak mülkiyet kavramının ortaya çıkması ile birlikte özellikle gayrimenkul mülkiyeti önem kazanmış, gayrimenkulün edinilmesi ve devrine ilişkin özel düzenlemeler öngörülmüştür. 

Günümüzde inşaat hukuku, özellikle büyük çaplı enerji projelerinde geniş bir uygulama alanı bulmaktadır. Baraj yapımı, enerji santrali yapımı gibi bedel ve hacim olarak büyük olan inşaat projelerinin yanı sıra lojistik sektörüne yönelik büyük çaplı projeler de gerçekleşmektedir. Yol yapım projeleri, köprüler, tüneller ve tüp geçitler bu kapsamda değerlendirilebilir. Yine demiryollarına ilişkin yapım işleri de sürmektedir. Bu yönü ile inşaat hukuku hem enerji hukuku, hem de yatırım hukuku ile çok yakın bir ilişki içerisindedir. Özellikle yabancı yatırımcılar, farklı ülkelerde çok büyük inşaat projelerine imza atmaktadırlar.

Türk hukukunda inşaat sözleşmeleri, bir sonuç taahhüdü içerdiğinden dolayı kural olarak eser sözleşmeleri kapsamında değerlendirilmektedir. Bununla birlikte içeriğine göre taraflar arasındaki sözleşmenin farklı hükümlere tabi olması söz konusu olabilir. Örneğin hem projenin hazırlanması, hem malzemelerin tedariği, hem inşaatın gerçekleştirilmesi, hem denetimin yapılması birden farklı türde yükümlülükler öngörüldüğünde bu tip sözleşmelere doğrudan eser sözleşmesine ilişkin hükümler değil, her bir alt işin niteliğine göre bazı kısımlara eser, bazı kısımlara vekâlet, bazı kısımlara ise satış sözleşmesi hükümleri uygulanabilmektedir. Sözleşmeler hazırlanırken her bir edimin niteliği doğru belirlenmeli ve tarafların yükümlülükleri bu niteliğe uygun olarak düzenlenmelidir. Yine alt yüklenici sözleşmeleri de niteliklerine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini koruyucu şekilde belirlenmelidir. 

Gayrimenkul hukuku, inşaat hukuku ile sıkı bir ilişki içerisindedir. Zira inşaatı gerçekleştirilen yapıların tamamı bir toprak parçası üzerinde yükselmektedir. Bu nedenle ilgili toprak parçasının kimin mülkiyetinde olduğu ve burada belirlenmiş olan ayni haklar son derece önem kazanmaktadır. Ayni hakların kullanımı, devri, niteliği gibi hususların iyi bir şekilde belirlenmesi ve süreçlerin bu hakların niteliğine uygun olarak yürütülmesi gerekmektedir.

Hem inşaat hukukunun hem de gayrimenkul hukukunun kamu hukuku ile de yoğun bir ilişkisi söz konusudur. Özellikle kamulaştırma işlemleri ve imar planları süreçlerinde idare hukuku yönünden çeşitli işlemler gerçekleştirilmektedir. Büyük çaplı projelerde yoğun bir kamulaştırma işlemi görülmektedir. Bu işlemlerde gayrimenkul hukukunun da göz önünde bulundurulması gerekmekte, bazı davalarda miras hukukunun dahi uygulama alanı bulduğu görülmektedir. 

Alparslan Avukatlık Ortaklığı, inşaat hukuku ve gayrimenkul hukukuna ilişkin tüm hukuki süreçleri hızlı bir şekilde yerine getirebilmektedir. Kadrosundaki avukatların bu alandaki yoğun dava ve sözleşme geçmişi Alparslan'ı bir adım öne çıkarmaktadır. Hem Türkiye'de yapılan işlerde, hem de yurtdışında gerçekleştirilen işlerde inşaat hukuku, enerji hukuku, yatırım hukuku, gayrimenkul hukuku gibi disiplinler arası hukuki destek sağlanmakta, güncel gelişmeler müvekkiller ile paylaşılmaktadır. Gerekli durumlarda inşaat mühendisi uzman kişiler ile süreçler yürütülmektedir. Dava ve/veya tahkim süreçlerinin yürütülmesi de mümkündür. Yine tahkim süreçlerinde de hem ad hoc hem kurumsal tahkim süreci yürütülebilir. İstanbul Tahkim Merkezi (ISTAC) ve TOBB Tahkim Divanı gibi yurt içindeki tahkim merkezlerinin yanı sıra ICC, ICSID ve UNCITRAL gibi milletlerarası tahkim süreçlerinde de hukuki destek verilmektedir. 

bottom of page